|
|
Yazı Bölümü
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Cuma Bölümü
|
|
|
|
|
|
|
Duâlar Bölümü
|
|
|
|
|
|
|
Kitap Bölümü
|
|
|
|
|
|
|
Tarih Bölümü
|
|
|
|
|
|
|
|
Resim Bölümü
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Multimedia Bölümü
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
33 SİLSİLE-İ SAADAT- ALTUN SİLSİLE - BÜYÜK ZATLAR
|
|
|
Nasreddin Hoca
|
|
|
|
|
İsim Ve Anlamları
|
|
|
|
|
|
Muhtelif Konular
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Çocuklara koyduğumuz veya koyacağımız isimlerin anlamlarının, dinimize, örf ve âdetimize uygun olup olmadığını öğrenmek, uygun değilse, değiştirmek gerekir.
Çocuklara güzel isim koymalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çocuğa güzel isim vermek, dinini öğretmek ve vakti gelince evlendirmek, evlâdın babası üzerindeki haklarındandır.) [Ebu Nuaym]
(Kıyamette, babanızın ismi ile beraber [Meselâ Ali oğlu Emin veya Ali kızı Emine diye] çağırılacaksınız. O hâlde isminiz güzel olsun!) [Ebu Dâvud]
Güzel isimler çoktur. Meselâ peygamber isimleri, Resûlullah efendimizin 400 kadar olan mübarek isimleri, Allahü teâlânın esmâ-i hüsnâsından olup da, isim olarak koyması caiz olan Alî, Azîz, Mâcid, Mücîb, Râfi’, Reşîd isimleri, eshab-ı kiramın, âlimlerin ve evliyanın isimleri konabilir.
Bir ismin güzel olması için mutlaka Kur’an-ı kerimde bulunması gerekmez. Yüz binden fazla eshab-ı kiramdan Hz. Zeyd hariç, hiçbirinin ismi Kur’an-ı kerimde yoktur. Güzel isimler çoktur. Değişik isim olsun diye yahut en güzel isim olsun diye Kur’an-ı kerimde geçen her kelimeyi, sırf Kur’an-ı kerimde geçtiği için çocuğa isim olarak koymak, çok yanlış olur. Çünkü Kur’an-ı kerimde güzel isimlerin yanında çirkin isimler de vardır. En başta şeytan var, İblis var, Hannas vardır. Kâfirlerden Karun, Haman vardır. Peygamber efendimizin düşmanı Ebu Leheb’in ismi vardır. Bunları koymak doğru değildir.
Her peygamber, her âlim ve evliya da, kendi isminden olanlara şefaat edecektir. Güzel ismin bu yönden de önemi vardır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah indinde en güzel olan isimler, Abdullah, Abdurrahmandır.) [Müslim]
(Üç oğlu olup da, birine adımı vermiyen, cahillik etmiş olur) [Taberânî]
(Allahü teâlâ buyurur ki: İsmi, Ahmed, Muhammed, Mahmud gibi habibimin isminden olan mümine azap etmekten hayâ ederim.) [R. Nasihin]
(Bir evde 1, 2 veya 3 Muhammed olmasının zararı olmaz.) [Muhtarul Ehadis]
(Oğlunun adını Muhammed koyan, çocuğu ile cennetlik olur.) [Muhtar Ehadis]
(Muhammed isimli çocuğa her yerde ikram edin, onu aşağılamayın.) [Hatîb]
(Muhammed isimli kimseyi hakîr görmeyin, onu mahrûm etmeyin! Onun bulunduğu bir evde, bir yerde bereket vardır.) [Deylemî]
İbni Abbas hazretleri, (Kıyamette, “Adı Muhammed olan müminler gelsin!” denilir, hepsi cennete götürülür.) buyurmaktadır.
Ecdadımız, saygıda kusur olmasın diye Muhammed ismini “Mehmed” şeklinde kullanmıştır. Peygamber efendimizin, bildireceğimiz mübarek isimlerinden birini de koymak çok iyi olur. Eshab-ı kiramın isimleri de çok kıymetlidir. Ecdadımızın koyduğu isimler de önemlidir.
Hz. Talha, on çocuğunun her birine bir peygamber ismi koymuştu. Hz. Zübeyr’in de on çocuğu vardı. O da hepsine şehit ismi vermişti. Hz. Talha, Hz. Zübeyr’e, “Neden çocuklarına peygamber ismi değil de, şehit ismi verdin?” dedi. O da, “Çocuklarım peygamber olamayacağına göre, şehit olmalarını arzu ettiğim için...” dedi.
İsmi kötü olan değiştirmelidir! Hadis-i şerifte, (Kötü ismi olan bunu güzel isme çevirsin!) buyuruldu. (Berîka)
Kâfir ismi koymaktan da kaçınmalıdır. İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
(Bir Müslümanın, bir kâfir ismini almaktan, korkunç arslanlardan kaçmaktan daha çok kaçması gerekir. Bu isimler ve onların sahipleri, Allahü teâlânın düşmanlarıdır. Hadis-i şerifte, (Kötü zan altında kalınacak yerlerden kaçınız!) buyuruldu. Dinsizlik alâmeti olan ve bu zannı uyandıran isimleri koymaktan kaçınmak gerekir.) [Müj. Mek.]
İbni Âbidin hazretleri buyurdu ki: (Çocuğa Alî, Azîz gibi isimleri koymak caiz ise de, bu isimleri söylerken hürmet etmek gerekir.) [R. Muhtar]
Reşîd, Emin gibi övücü isimler koymak caiz ise de koymamak iyi olur. Çünkü böyle isimleri söyleyerek, o isim sahibine hakaret etmek, isme de hakaret olur. [Şir’a]
Kıyamette günahları, sevaplarından daha çok olan bir kimse, cehenneme götürülürken, Allahü teâlâ, Cebrâil aleyhisselâma buyurur ki:
- Ya Cebrail, buna sor, hayatında hiçbir âlimin sohbetinde bulundu mu?
Hz. Cebrail, o kimseye sorar. O da, (Ne yazık ki, hiçbir âlimle bir arada bulunmadım.) der. Allahü teâlâ, tekrar Cebrail aleyhisselâma buyurur:
- Buna sor ki, hiçbir âlimi ilminden dolayı sevdi mi?
Hz. Cebrail, ona sorar. O da, (Hayır sevdiğim bir âlim yoktu.) der. Hak teâlâ buyurur:
- Tesadüfen de olsa, bu bir âlimle yemek yemiş mi?
Hz. Cebrail sorar. O da, (Hayır hiçbir âlimle bir sofrada bulunmadım.) der. Hak teâlâ buyurur ki:
- Bu kulun ismi, bir âlimin ismine benziyor mu?
Hz. Cebrail sorar. O da, (İsmim hiçbir âlimin ismine benzemez.) der. Hak teâlâ buyurur ki:
- Bu kulumu cennete götürün. O, âlimi seven bir kimseyi severdi.) [El-Envâr]
Gürüldüğü gibi, ismi bir âlimin ismine benzemek, hatta âlimi seveni sevmek bile insanın kurtuluşuna sebep olmaktadır. Elbette her şeyden önce mümin olmak şartı vardır. Mümin olmadıktan sonra güzel ismin ve ibâdetin kıymeti olmaz.
Çocuğa, doğunca veya doğumu müteakip yedinci günü adı konur. Doğduktan sonra hemen ölen çocuğa da ad konur, yıkanır, cenaze namazı kılınır. Ölü doğan çocuklara isim vermek gerekmez. Fakat isim vererek defnetmek iyi olur. Çocuğun ismini ilim ehli salih bir zata koydurmalıdır. Eshab-ı kiram, çocuklarına isimlerini Peygamber efendimize verdirmeyi tercih etmişlerdir. Çocuğa ad koyarken, çocuğun dedesi veya en yaşlı, ilmi en çok olan çocuğu kucağına alır, abdestli olarak kıbleye döner ve ayakta sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okur. İsmi üç kere tekrar etmek, çocuğun ağzına bir tatlı sürmek iyi olur.
Peygamber efendimiz, Hz. Hasan doğunca, kulağına ezan okumuştur. Ezan okuyacak kimse, çocuğu yastık gibi yumuşak bir şey üstüne koyarak kucağına alır. Çocuğu birisi kucağına alıp, ezanı bir başkası da okuyabilir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yeni doğan çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okunursa, “Ümmü sıbyan” hastalığından korunmuş olur.) [Beyhekî]
Çocuğa isim koyduktan sonra hayır duâda bulunmalıdır. Peygamber Efendimiz, (Ya Rabbi, bu çocuğu hayırlı ve salihlerden eyle ve onu güzel bir şekilde yetişmesini sağla!) diye duâ etmiştir.
Hz. Ebû Mûsel eş’arî, (Çocuğumu doğduğu gün Resûlullaha götürdüm, adını İbrahim verdi.) dedi. Amr b. Şuayb’ın dedesi ise, (Resulullah, yeni doğan çocuğa yedinci günü isim verilmesini ve akika kesilmesini emretti.) dedi. [Tirmizî]
Buharî’de, “Eğer akika kesilmeyecekse, çocuk doğduğu vakit isim konur ve ağzına tatlı bulaştırılır.” deniyor.
Akika kurbanı: Akika, çocuk nimetine karşılık, Allahü teâlâya şükretmek için hayvan kesmektir. Akika, çocukları belâlardan, hastalıklardan korur. Yaşlı kimse, kendisi için de kesebilir. Peygamber efendimiz de, kendisi için kesmiştir.
Akikanın veya ölüler için kesilecek kurbanın bedelini ilim neşri ile meşgul bir vakfa vermek caizdir. Çünkü akika müstehabdır. Ölüler için kesilecek kurban nafiledir. İlim neşri ise farzdır. Farzın yanında, müstehab ve nafile, denizde damla bile değildir. Bu bakımdan farzı tercih etmelidir!
|
|
|
|
|
|
|
Bügün 32 ziyaretçi burdaydı
Bu Sitede Gördükleriniz tek bir amacla yapilsmisdir, Müslümanlarin Dini daha yakindan görüp Ögrenip ve aradaklarini cok aramadan hepsini biryerde bulabilmeleri icin kurulmusdur. Bu Sitede okuyacaklariniz görebilcekleriniz Resimler, dinleyebilcekleriniz Ilahiler ve her türlü baska konular Ehl-i Sünnet İtikâdı yolunda olan Dini Kitaplardan Dini Sitelerden alinmisdir. Aldiklarimi Orjinal halinde birakiyorum. Insallah benim aldigim yerlerde hakklarini helal ederler...
|
|
|
|
|